Et severlere kötü bir haberimiz var, veganlar dünyayı sizden daha çok koruyor!

Oxford üniversitesi başta olmak üzere yapılan son araştırmalara göre, süt, et gibi hayvansal gıdaların tüketilmemesi kişinin karbon ayak izinde %70 lere varan bir azalma sağlıyor. Tabi bu azalma temelde hayvansal gıdaların üretim şekliyle alakalı. Küresel tarım için kullanılan alanların %75'i hayvansal gıdanın üretimi için ayrılıyor. Bu büyüklüğü anlayabilmek için ABD, Çin, Avustralya ve AB'nin toplam büyüklüğünü düşünebilirsiniz. Yani çok büyük bir azalmadan söz ediliyor. Geri kalan alanlar ise nüfusun tamamına yetecek kapasitede. Peki bu azalma neden gerekli? Çünkü bahsedilen üretimi yapabilmek için yok edilen doğal alanların kaybı vahşi yaşamı tehdit eden en büyük etken. Bu ürünlere olan talep arttıkça yok edilen alanlar da artıyor.

Bu çalışmalardan en günceli ve kapsamlı olanı Scientific Journal dergisinde yayınlandı. Çalışmada 119 ülkede yaklaşık 40.000 çiftliğin verilerinin analizi incelendi. Araştırmacılar, küresel protein ve kalori tüketiminin %90'ını oluşturan toplam 40 tarımsal ürünü inceledi. Bu gıdaların - üreticiden tüketiciye - arazi kullanımı, sera gazı emisyonları, tatlı su kullanımı, su ve hava kirliliği üzerindeki etkileri kapsamlı bir şekilde değerlendirildi. Sonuçlar, hayvansal ürünlerin çevreye etkisinin bitkisel ürünlere göre önemli ölçüde fazla olduğunu gösterdi. Küresel et ve süt üretimi, tarımsal sera gazı emisyonlarının %60'ından sorumlu ve diyetimizin %37'sini ve aldığımız kalorilerin ortalama %18'ini oluşturuyor. Yani hayatımızda yapacağımız küçük bir değişiklik dünyaya büyük bir değişiklik olarak geri dönüyor.

Diğer yandan aynı gıdanın üretilmesi için farklı teknikler, çevresel etkilerde büyük farklılıklar göstermiş. Örneğin, doğal meralarda yetiştirilen sığırlar, ormansız arazide yetiştirilenlere göre 50 kat daha az toprak tüketiyor. Çalışmaya göre, ormansız arazilerde yetiştirme yöntemi 12 kat daha fazla sera gazı emisyonuna yol açabiliyor. Bitkisel proteinlere bakıldığında ise, soya ve bezelye gibi ürünler için salınan sera gazı emisyonları ise oldukça az ve hayvansal protein üretimine göre çok daha güvenli.

Araştırmanın yöneticisi yazarı olan Joseph Poore'a göre, vegan beslenme bireyin çevresel ayak izlerini azaltmanın en iyi yolu. Bitki bazlı gıdaların tüketimi sadece sera gazlarını değil, aynı zamanda küresel asitlenme, ötrofikasyon, toprak ve su kullanımını da azaltıyor. Bu azaltmanın etkisi “uçak yolculuklarını kısmaktan veya elektrikli araba almaktan çok daha büyük”, çünkü bu önlemler yalnızca sera gazı emisyonlarını azaltıyor. The Independent ile yaptığı röportajda, hayvansal ürün tüketiminden kaçınmanın, sürdürülebilir et ve süt ürünleri satın almaya çalışmaktan çok daha fazla çevresel fayda sağladığını söylüyor.

Bütün bu bilgilere dayanarak ilerleyen günlerde marketlerde daha çok vegan köfte, vegan peynir ve bitkisel süt göreceğimizi tahmin ediyoruz. Tat ve yapı içinse gıda bilimi hem sağlığa hem de damak tadına hitap eden yeni çözümler üretmeye devam ediyor.

Yeni ürün fikirleriniz için çözüm ortağınız olmaya hazırız. Daha fazla bilgi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.