« Blog «

DOĞAL RENKLENDİRİCİLER

Gıda etiketlerinde satırın sonlarına doğru okuduğumuz bir girdi var : Renklendiriciler.

Bilinenin aksine şekerleme, bisküvi, çikolata dışında da renklendirici marketten aldığımız hemen her üründe renklendirici var. Evrimsel olarak bir gıdayı değerlendirme kriterlerimizden biri renk olduğu için ve çoğu zaman paketli ürünlerin koku ya da tat özelliklerine satın almadan bakamadığımız için rafta rengi güzel olan gıdaları tercih ediyoruz. Fakat endüstriyel gıda üretiminin başlangıcından bu yana bu renk girdilerinde bazı değişiklikler oldu. Bu değişikliğin en büyük tetikleyicisi ise çocuklar.

1973'te Avrupa'da yapılan çalışmalarda koruyucu ve sentetik renklendirici içeren yiyeceklerin çocuklarda hiperaktiviteye sebep olduğu iddia edildi. Bunun üzerine oluşan kamuoyu uluslararası otoriteleri (EFSA, FDA vb) konuyla ilgili daha spesifik çalışmalar için harekete geçirdi. Petrol, katran gibi gıda kökenli olmayan maddelerden üretilen sentetik renklendiricilerden birkaçının, doğrudan hiperaktivite ve uyku bozuklukları gibi sorunlarla ilişkili olduğu ortaya çıkınca Avrupa'da bazı renklendiriciler yasaklandı. Bunun yanı sıra ülkemizde de geçerli olan tüketiciyi bilgilendirme zorunluluğu getirildi. Yani sentetik renklendirici kullanılan ürünlerde yasak yoksa dahi üreticiler "çocuklarda hiperaktiviteye sebep olabilir" şeklinde bir uyarı yazmak zorunda.

Bu uyarıyı yazmak istemeyen ve daha doğal ürünler üretmek isteyen firmalar ise doğal renklendirici kullanmaya başladı. Doğal renklendirici dediğimiz girdiler ise genellikle meyve, sebze gibi yenebilen ve doğada bulunan bitkilerden elde edilen bileşenler. Her rengin bir pigment ismi var ve bu pigmentler bitkiden saflaştırılarak sadece boyar madde olarak elde ediliyor. Antosiyanin, beta karoten, turmerik, betanin gibi isimlerle etiketlerde okuyoruz. Teknoloji ilerledikçe bu pigmentlerin elde edilişi de çevreye en az zarar verecek ve minimum kimyasal işleme tabi olacak şekilde yapılıyor. Fakat tabi sentetik renklendiricilerde olduğu gibi çok parlak veya çok geniş yelpazeli renkler elde edilemiyor.

Bu durum bilinçli tüketiciler için sorun olmasa da doğal renklendiricilerin sentetiklere göre pahalı oluşu da tüketici açısından bir başka dezavantaj. Yine de doğal renklendirici kullanımının ve dolayısıyla üretiminin artışı maliyetle ilgili bu sorunu giderek azaltacaktır diye umalım. Çocukların daha doğal ve daha sağlıklı beslenmesini dileyelim.

Daha fazla bilgi için iletişime geçebilirsiniz.